Gece yarısı histerim

Üstat Jack Kerouac


Yaşam için çıldırmak kavramı üzerine düşünüyorum son zamanlarda, bu düşünce kafamda artık iyice oturmuş olacak ki yaptığım her bir eylemden histerik bir şekilde zevk alıyorum. Bu durumu örneklendirmek şu şekilde mümkün: Önümdeki kahvemi içerken ona duyduğum hayranlık ve zevk benzersiz bir boyutta çıkıyor, onu yavaş yavaş içerken genç bedenimin enerjisi ile kavrulup bütünleştiğini hissediyorum. İçimde benim her zerrem ile var olup artık "Burhan" haline geliyor o masum kahve. Şunun şurasında pek fazla okurum yokken okurlarım ile konuşmak oldukça cazip geliyor bana tabi bunu okuyan birileri varsa. Aslında bakarsan okur, sadece sen bile okuyor olabilirsin bu yazıyı. 

Kendime tüm bu düşüncelerim arasında bir hastalık teşhisinde bulunmak istesem, bu kesinlikle çok düşünen kanlı beynimin içinde meydana gelen zehirli depremler üzerine olurdu. Artık benim aciz aklım depremler arasında düşünmekten çok yoruldu. Bunun bir çeşit keşfedilmemiş ilacı olmalı, sadece benim bildiğim ve tüketmekten büyük bir zevk aldığım o ilaç.

Ve o ilacı buldum, yazının başında da yazdığı gibi "Hayat için çıldırmak" benim kan, şehvet ve aşk dolu bedenimin yakıtı yapılan her eylemden sonsuz bir zevk almaktır.

Benim yerime düşünür müsün? 

Benim yerime ilgilenir misin? 

Hayatınla

Arzularınla

Şehvetinle

Yüreğindeki bu düğümü çözebilir misin? 

Yolda olmak sıcaklığında bir gülümse verir misin kendine bugün ?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir küçük ateş

Evi Arayan Adam

Başlayamamak